13 Nisan 2011 Çarşamba

Bir ben ki benden içeri

Küçük bir kız çocuğuyum hala, büyümek istemeyen.
Zordur benle olması. Hayatıma girmesi de zordur,  o hayatta kalması da.
Kimseyi kolay benimseyip, buyur etmem hayatıma.
Zor sever, geç benimserim.

Bir şey olacaksa hemen olsun isterim.
Ama çok da çaba sarfederim, sonuna kadar giderim.
Ne zaman derse kalbim, ‘benden bu kadar’ diye;
Orası yolun sonudur, bilirim.

Lafımı esirgemem, pek kimseden çekinmem, söz de dinlemem.
Benim doğrularım vardır, kolay kolay vazgeçmeyeceğim.
Yani dediğim dedik, inadım inattır. Karadeniz damarım tuttu mu, fenadır.
Bana bir adım gelene bir gelmem ama;
Bir gidenden iki giderim.
Kin tutmam dersem yalan,
Yani kolay unutmam.

Hatır, gönül, hak, adap nedir çok iyi bilirim.
Hayatta her şey müşterek değil ama, ben bunları karşımdakinden de beklerim.

Demiştim dimi zorumdur diye?
Mutlu olmam da zordur.
Öyle uçan kuşa, konan böceğe bakıp da, sevindirik olmam. Olamam.
Aşk ayaklarımı yerden keser;
Ama bu hayatta beni en çok ‘başarı’ mutlu eder.

Ne plansız yaşamayı severim, ne son andaki dayatmaları.
Sevmem baştan savmaları.
Yapılan en önce benim içime sinmeli, tam olmalı. En iyi şekilde olmalı. Soru işareti kalmamalı.

Babamın kızıyım.
Sporu sevdiğimden değil, mecburiyetten yaparım
Titizim; evişine bayılır, kafayı en iyi öyle dağıtırım.
Uzun sofra keyiflerine de bayılırım.
Uykuya tapar, her şeyi de ‘en’ lerde yaşarım.

Milyon kere kurtluyumJ
Asla evde  oturamam, bir şeyler  yapmadan duramam, her yerde olmalı, hiçbir şeyden eksik kalmamalıyım.
Dedim ya küçük bir kız çocuğuyum diye, çok da çabuk kırılırım.
Saçma sapan küser, alınırım. Takip edenler bilir, acayip de duygusalım J
Oyuncakçılara bayılır, bıraksalar saatlerce dolanır, benim zamanımda yoktu bunlar diye hayıflanırım.

En sevdiğim renk kırmızı, en sevdiğim yemek yoğurtlu patates kızartması, en sevdiğim tatlı sufle hem de çikolatalı.

Hal böyle olunca, zordur beni taşıması
O yüzden gidenlere,
'Niye' diye sormamalı.

10 Nisan 2011 Pazar

Haklıydın

Hani demiştin ya; alışırız, insan neye alışmıyor diye.
Haklıydın.

‘İyi ki tanımışım’ın yerini, ‘beni tanımana izin vermeseymişim’ler aldı epeyli
Birlikteyken ‘daha fazlasına da değer’ derken, ‘yazık’ diyorum şimdileri
Heyecan verirken birini sen sanmak, buruk bir tebessüm ediyorum çoktan beri..

Resimlere bakmaz, adını anmaz oldum.
Gelen gideni aratırlara inat..
Geçilen yollar, söylenesi şarkılar, gidilen mekanlar,
Seni hatırlatmıyor.
Sevgili demek,
Sen demek değil artık..
Hele 'doğru insan'
Hiç.
Ne yatmadan, son kez seni düşünüyorum
Ne de gözümü açtığımda, ilk.
Ne de gün içinde, sayısız kere.

Ben nasıl yaşıyorsam, sen de yaşıyorsun bir şekilde.
Şu anda da ne yapıyorsan; yapıyorsun ya,
Onu bile merak etmiyor, sorgulamıyorum artık.
Yani bir yabancı gibi bakıyorum, dışarıdan
Bir zamanlar adı ‘biz’ olan şeye..

Haklıydın.
Her gün bir şey daha bitiyor,
Ve giderek acı vermiyor.

Zaman geçiyor. Yaşanana inat.
Bir bahardı ya, sonbahardı,
Sonumuzun baharı.
Şimdi ise, yine bir bahar..
Ama, başka ilk-lerin baharı.

Yani ne aylar duruyor yerinde,
Ne de mevsimler.

Misal;
Sen varken penceremin önüne yuva yapan kuşun bile
Birkaç hafta oldu, yumurtasından minik kuşlar çıkalı..
Yani,
Hiçbir şey aynı değil.
Sen niye öyle kalasın ki?

Haklıydın.
Herkesi sana benzetirken önceleri,
Nazım ustanın da dediği gibi:
'Bence sen de şimdi herkes gibisin'.