22 Mart 2011 Salı

Ailem

Şu zamana kadar olan hayatımda bir sürü insan tanıdım. Kimisini çok sevdim, ama gittiler. Kimisini ise hiç sevmedim, yine de gittiler hayatımdan. Bazen kendi hatalarımdan, kimi zaman yanlış anlaşılmadan, bazen öyle istediğimden, bazen de sadece öyle olması gerektiğinden. O, bu, şu sebepten.

Fakat; her zaman ‘ailem’ hep oldu, tek oldu.

Daha önce dediğim gibi; küçükken hep büyümek isterdim, kaçıp gitmek isterdim. Şimdi ise kaçıp kaçıp onlara gitmek istiyorum. Çocuk aklımla, onları sorumlu tutarken çoğu şeyden, sorunlara çözümü de onlarda arıyorum artık. Nasihatlerine burun kıvırırken, çoğu şeye hak veriyorum artık, keza aynısını kardeşime yaparken yakalıyorum kendimi. Galiba büyüttüler artık beni.

Anladım ki; doğrularımız çatışsa da, yanlışlarım olsa da, ne yaşasam da, ben onların kıymetlisiyim ve bunu hiçbir şey değiştiremez. Uyandırırım çekincesiyle bir arkadaşı arayamadığım zamanlarda, annemin telefonun öbür ucunda olduğunu bildim hep, saat kaç olursa olsun. Zaman zaman  yazıp bana bıraktığı mektupları da  ondan yastığımın altında saklarım hala, kuvvet almak, annem gibi güçlü olmak için.

Sorunların altından kalkamayacağımı düşündüğümde ve ağır geldiğinde de taşıdıklarım; hep bildim babamın yolumu açıp, içimi ferahlatacağını. Bilirdim, benim babam ne yapar eder, hallederdi.
İhtiyacım var dedim; kalkıp geldiler. Her gün inatla, nasılsın diye sordular, gerçekten nasıl olduğumu merak ettikleri için. 700 küsür km mesafeye rağmen; ellerini hep burda hisettim; sırtımı sıvazlamak, gözyaşımı silmek için. Anladım ki; güven demek aile demek.

Tüm bunların yanında; bir insanı gerçekten 'insan' yapan değer yargılarını ve düşünce yapısını kazandırdılar bana. Helal, haram, hak, hatır, adap, niyaz'ı kitaplardan değil, ailemden öğrendim ben.

Sonsuz teşekkürün yanında bir de özür borçluyum onlara, biliyorum. Önceliğimi vermediğim, ayırmam gereken zamanları başkalarıyla geçirdiğim, arkadaşlarımı onlardan öte koyduğum için. Benim iyi olduğumu bilmek onları mutlu etmeye yetiyorken, gereksiz kaprislerle üzdüğüm için. Tahammülümün başkalarına çokken, onlara az olduğu için.

Artık biliyorum ki; en ‘birinci’ önceliğim de ailem, ve mutluluğu evimde onların yanında arıyorum artık ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder